Neden Sentetik Moleküller?

Sentetik kelimesinin kulağa antipatik gelmediği bir bağlam var mı acaba? Sentetik kelime olarak “birden fazla şeyin birleştirilmesiyle oluşturulmuş” anlamına gelse de günlük dilde “yapay, doğal olmayan, laboratuvar ortamında üretilmiş” anlamında kullanılıyor.

Kokuları algılayış biçimimiz aslında moleküllerle ilgili. Havada dolaşan moleküller burnumuzdaki reseptörlere ulaştığında kokuyu hissediyoruz. Ancak doğada aldığımız kokular genellikle tek bir molekülden değil, pek çok molekülün birleşiminden oluşuyor.

Parfümde Sentetiklerin Tarihi

Sentetik moleküllerin parfümlerde kullanılmaya başlaması çoğu kişinin düşündüğünden çok daha eski. Ben de ilk öğrendiğimde şaşırmıştım: Sentetik moleküllerle üretilen ilk parfüm 1884’te (bazı kaynaklara göre 1882’de) piyasaya çıkmış. Fougère Royale, tonka fasulyesinden izole edilen kumarin kullanılmış ilk parfümdü. Kaynaklar kumarinin “ilk izole edilen molekül” olup olmadığı konusunda farklı bilgiler verse de, 1877’de endüstriyel olarak sentezlenmesi ve ardından Fougère Royale’in piyasaya çıkışı parfüm tarihinde yeni bir çağ başlatmış oldu. (Üstelik “Fougère Royale”, bugün hâlâ erkek parfümleri için özgün bir kategori olan fougère ailesine de adını verdi.)

“Fougère Royale”

Günümüzde Sentetiklerin Kullanımı

Günümüzde piyasada adını duyduğumuz hemen her parfüm belirli oranlarda sentetik esanslar içermektedir ve bunun birden çok sebebi vardır:

1. Çünkü Doğal Hammaddeler Sınırlıdır

“Bir işçi saatte 350 gr yasemin çiçeği toplar, bu da her sabah sabah 2 kg yasemin çiçeği demektir. Yorucu bir iştir çünkü çalılar alçak olduğu için gün boyu sırtınızı eğmeniz gerekir. Çok hassas olmanız gerekir, yasemin çiçeğini zarar vermeden ayırmak için el becerisi şarttır. Olgun çiçekleri yeşil yapraklardan ve gövdeden dikkatlice ayırırsınız. 1 kg konsantre elde etmek için 800 kg taze yasemin çiçeği gerekir; bu da işlendikten sonra 600 gr mutlak yasemin demektir ve kilogram başına 8000 çiçek toplanır. (https://www.sylvaine-delacourte.com/)

Yukarıdaki açıklamada da gördüğünüz gibi bazı doğal hammaddelerin üretimi, toplanması ve işlenmesi yorucu ve maliyetli bir süreçtir. Bazılarının ise kaynakları çok daha sınırlıdır ve doğal olarak da bulunması oldukça güç ve pahalıdır. Buna örnek olarak da son zamanlarda oldukça popüler olan oud ve agarwood örnek verilebilir.

Fotoğraf: MART PRODUCTION – Pexels.com

2. Çünkü Üretimde Etik ve Yasal Sınırlamalara Uyulması Gerekmektedir

Misk parfüm yapımında en sık kullanılan hammaddelerden bir tanesidir ve bunu doğal olarak elde etmenin en kolay hali Moschus cinsi erkek geyikleri öldürdükten sonra karınlarının alt kısmında bulunan salgı bezlerini kesilerek çıkarılmasıdır. Zor yolu ise yine hayvanın eziyet çekmesini sağlayan bir yolla bu bezin boşaltılmasıyla gerçekleşir. İlki pek çok ülkede yasak, ikincisi ise hayvan için oldukça eziyetli olduğu için hala tartışılan bir yöntemdir.

Nihayet Misk, ambergis gibi bazı hayvansal hammaddelerin kullanımı ya tamamen yasaklanmış ya da sınırlandırılmış olduğundan bu maddeler sentetik moleküllerle taklit edilmektedir. (Sanırım “sentetik” kelimesinin sempatik geldiği bağlamı da Misk geyiklerinin yaşam hakkında bulabiliriz artık)

Misk geyiği (britannica.com)

Ayrıca bazı maddelerin kullanımı da insan sağlığı açısından IFRA (Uluslararası Koku Birliği) tarafından kısıtlanmıştır. Böylece alerjen maddeler yerine kullanılacak moleküllerin de insan sağlığı açısından uygunluğu denetlenmektedir.

3. Çünkü Sentetikler Daha Tutarlıdır

Doğal hammaddelerin nitelikleri mevsime, üretim ve saklama koşullarına göre değişirken sentetik moleküller koku ve kalitede bir standartın yakalanmasını sağlar.

Baccarat Rouge 540 – Sentetik ama çığır açan bir parfüm.

4. Çünkü Yenilik ve Yaratıcılık için Olanak Sağlar

Sentetikler sadece doğada bulunan kokuları taklit etmek için değil, doğada tek başına algılayamadığımız yeni kokular üretmekte de kullanılıyor. Örneğin ozonik, metalik ya da Airy notes gibi tamamen laboratuvar üretimi kokular parfüm deneyimini genişletiyor.

Bir parfümün tamamen organik içeriklerden oluşması hem maliyetini artırıp hem de yaratıcılıkta hareket alanını kısıtlıyor ancak tam tersi durumda da parfüme ekonomik anlamda erişimin daha kolay olacağı anlamına gelmiyor. MFK Baccarat Rouge 540 bunun en güzel örneklerinden bir tanesidir. Çok yüksek oranda sentetik hammaddelerde üretilmesine rağmen kompozisyonunun benzersizliği onu parfüm tarihinin mihenk taşlarından biri haline getirmiştir. Pek çok kişinin ilk kokladığı anda hastane ortamı ya da ısınmış elektronik alet kokusuna benzettiği bu sıra dışı parfüm hala en çok hayranı olan parfümler arasındadır ve bunu mümkün kılan da sentetik moleküllerin parfüm endüstrisinde kullanımıdır.

Kaynaklar:

https://www.sylvaine-delacourte.com/

https://www.fragrantica.com/

Vedat Ozan, Kokular Kitabı II, Alfa Yayınları, 2014–2019.

Siz ne düşünüyorsunuz?